-
1 getirme
getirme: bir araya getirme Vereinigung f aller Kräfte;yerine getirme Erfüllung f eines Plans -
2 eda
eda saynı \edayla in gleicher Manieralışık \eda ile in gewohnter Haltung2. s\eda etmek die Leistung erbringen\eda etmek das Gebet verrichten -
3 ifa
ifa [i:fa:] sbir emri \ifa etmek einen Befehl ausführen
См. также в других словарях:
is'af — yerine getirme … Hukuk Sözlüğü
icra — is., müz., Ar. icrāˀ 1) Bir müzik eserini oluşturan notaları sese çevirme 2) huk. Borçlunun alacaklıya karşı yapmak veya ödemekle yükümlü bulunduğu bir şeyi adli bir kuruluş aracılığıyla yerine getirme Kirayı icra ile alabildim. İcra memuru. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
AMEL — İş. Çalışma. Bir emri veya vazifeyi yerine getirme. * Kâr, iş işleme. * Dini bir emri yerine getirme, tatbik etme. İtaat. İbâdet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
icra — Borçlunun alacaklıya karşı yapmak veya ödemekle yükümlü bulunduğu bir şeyi adli bir kuruluş aracılığıyla yerine getirme. Yapma, yerine getirme, bir işi yürütme … Hukuk Sözlüğü
icrâ — (A.) [ اﺮﺝا ] 1. yürütme, yapma, yerine getirme. 2. yapılma, yerine getirilme, yürütülme. ♦ icrâ edilmek yürütülmek, yapılmak, yerine getirilmek. ♦ icrâ etmek yürütmek, yapmak, yerine getirmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
borç — 1. is., Rus. Borş 2. is., cu 1) Geri verilmek üzere alınan veya ödenmesi gerekli para veya başka bir şey Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim. P. Safa 2) mec. Birine karşı bir şeyi yerine getirme yükümlülüğü, vecibe Vatan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
eda — 1. is., Ar. edāˀ 1) Davranış, tavır Alaycı bir eda ile soruyorum. R. H. Karay 2) Naz, işve Giyimi kuşamı tepeden tırnağa Paris modası ya, nazı edası hiç aşağı kalmıyor ki! A. İlhan 3) Anlatış biçimi, tarzı Sonra birdenbire sözlerinin konferans… … Çağatay Osmanlı Sözlük
erkeklik — is., ği 1) Erkek olma durumu 2) Erkekçe davranış, yiğitlik, mertlik Ondan usanmak, onunla didişmemek erkekliğin şanından mıydı? S. F. Abasıyanık 3) Bir erkeğin fizyolojik görevini yerine getirme gücü Yaşlı imiş ... çoktan erkekliği kesilmiş. K.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ibadet — is., din b., Ar. ˁibādet Tanrı buyruklarını yerine getirme, Tanrı ya yönelen saygı davranışı, tapınma Babamla gittiğim bayram namazlarından başka ibadet bilmezdim. Y. K. Beyatlı Birleşik Sözler ibadethane Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ibadet … Çağatay Osmanlı Sözlük
icabet — is., Ar. icābet 1) Bir çağrıyı yerine getirme, bir çağrıya gitme 2) Bir buyruk veya isteğe uyma, kabul etme, razı olma Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller icabet etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ifa — is., esk., Ar. īfāˀ 1) Bir işi yapma, yerine getirme 2) Ödeme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ifa etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük